Eğitim, bu güzel ülkenin umutlu yarınlarını aydınlatacak en önemli unsurlardan biridir.   Kıraç Eğitim Kurumları, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı yarınlarımıza en iyi şekilde hazırlamayı kendine asli misyon kabul etmiştir. Buna olan inancımızla her geçen gün artan heyecanımız ve şevkimizle çalışmaya devam ediyoruz.
Dinamik bir yapı olarak tasarladığımız çalışma anlayışımızı sürekli yenileyerek, zenginleştirerek geliştiriyoruz. Bu gelişmenin en önemli parçası ise akılcı ve planlı bir büyümedir. Ve faaliyete geçirdiğimiz her yapı da bir öncekini sürükleyen ve geliştiren boyutta olmaktadır. KRC Şirketler Grubumuz bünyesindeki Kıraç Eğitim Kurumlarımızın ilk binası olan Batıkent Onur Koleji, bu yönüyle yüksek standartlara sahiptir.
Son birkaç yıldır eğitim dünyası yeni yapılanmalar, yeni uygulamalar ve gelişmiş bina sistemleri ile olumlu rekabet ortamına ciddi anlamda bir ivme kazandırdı. Bunun sonucunda da doğal olarak yalnızca gerçek ve kaliteli kurumlar uzun soluklu ve kalıcı olabilecektir. Batıkent Onur Koleji, eğitim dünyasındaki dinamik ve yenilikçi sürece uygun olarak imrenilecek bir fiziksel yapıyla eğitim-öğretim hizmetine başlamıştır.  Yüksek standartlarda inşa edilen akıllı binamızla öğrencilerimizin fizyolojik, sosyolojik ve pedagojik ihtiyaçlarını, beklentilerini tam anlamıyla karşılamayı hedefledik. Bu hedefimizi gerçekleştirmenin mutluluğunu fazlasıyla yaşamaktayız.
Tabii ki eğitim kurumları salt modern tesislerle tek başına bir anlam teşkil etmemektedir. Eğitim ve öğretimin odağındaki ana enstrüman öğretmenler ve yöneticiler kurum kalitesini belirlemektedir. Bunun farkındayız. Yarınların yetişkinlerini bu günden eğitiyorsanız bütünüyle proaktif düşünmek ve kreatif uygulamalar yapmak zorundasınız. Çünkü hepimiz dünden mayalanmış insanlarız, iyisiyle kötüsüyle bugünün sahnesindeyiz. Yarın dediğimiz zaman iyi bir planlama ve uygulanabilir çözümlere sahip olmamız gerekir. Onur Kolejinin yarınları kurmaya yola çıkmış bir kurum olarak, lider ülke ülküsüne inancı tamdır. Geleceğin liderlerini yetiştirdiğimiz bilincini kendisine bir görev olarak addetmiştir. Bu bağlamda etkileyici binaların, şaşırtıcı iç mekânların, imrenilecek fiziksel yapıların gerçek bir eğitime katkısı tartışılmazdır. Ama tek başına yeterli olamamaktadır. Bundan  dolayı Onur Kolejinde kadro ve istihdam anlayışı, paylaştığımız iddia odaklı yapılanma politikalarıyla gerçek bir inovasyon sürecinin yaşanmasına yol açacak kadar etkileyicidir. Belki bu açıklamalar pek çok insan tarafından çok yeni ve bağlamından uzaklaştırılmış gibi algılanabilir. Ama biz sistemi oluşturan birimlerin birbirleriyle olan uyumunu önemsiyoruz. Bu yönüyle eğitim-öğretim sürecinde en önemli payda olan insan unsuru hayati önem taşımaktadır. Basit olarak insan unsurunu neye dikkat ederek şekillendireceğiz?  Kim, neye göre, nasıl çalışacak? Biz 3E dediğimiz bir anlayış çerçevesinde sürecimizi oluşturmaktayız.

 

Nedir bu 3E?
Emanet: Sistemin odağındaki asli unsur öğrencidir. Talepkâr rolüyle, ihtiyaç ve beklentisiyle bütünüyle etkin rolü olan kişi olan öğrenci bize verilmiş EMANET’tir.  Onur Kolejinde her öğrenci bize öncelikle Yaratıcının bir emanetidir. Ve bu emanete sahip çıkmak da bizim en asli görevimizdir.
Emniyet: Emanetin muhafaza edilmesi geliştirilmesi, doğru rehberlik ve yoldaşlık edilerek ruhuna uygun yetiştirilmesi için onu çevreleyen şartların ve ortamın tam emniyetli yani güvenilir olması gerekmektedir. Onur Kolejinin emanet olan öğrencisine EMNİYETli çevresel ortamlar sunar.
Ehliyet: Onur Kolejinde öğrenci dışındaki herkes öğrenci ile direkt iletişimi olsun ya da olmasın her çalışan kendi alanında uzmandır. İşinin ehli olmayan hiç kimse Onur Kolejinin kadrosuna dâhil edilmez. Titiz bir seçim, ciddi ve köklü kriterlere uygunluğu gerekli kılar. Bu yönüyle her bireyin ehliyetinin tam ve yetkin olmasını göz önünde tutmak bizce önemlidir. Her görevli kendi alanında işinin ehli ve güvenilirdir.
Eğitim bugün yaptığınız bestelerin yarınlarda yankı bulacağı uzun soluklu bir süreçtir.  Biz, yarının sahnelerinde gerçekten bizi gururlandıracak besteler peşindeyiz. Dolayısıyla biz yarın sahneye çıkacak olan sanatçılar eğitiyorsak okulumuzun yarınlara hazır olması, yarının yetişkinleri olacak yeni nesli merkezine alması gerekir. Eskiye ait olan söylem ve eylemler elimizin altında hep var olacaktır. Ama biz bütünüyle yarınların yetişkinlerine seslenebilecek kadar yenilikçi, dinamik ve özgün olmayı yeni nesil okul anlayışı olarak değerlendiriyoruz. Bu anlayış çabamızın müşahhaslaşmasına, yani bir kimlik kazanmasına yol açıyor. Kişileştirdiğimiz okul böylelikle organik bir yapıya bürünerek toplam kaliteye ulaşmamızı daha da kolaylaştırıyor.
Çağımızda aileler çocuklarıyla ilgili beklentilerini daha önce hiç olmadığı kadar yükseltmiştir. Başarılı, güçlü, kariyer sahibi, kendisiyle barışık, çağını doğru yorumlayan bir çocuk için eğitim kurumlarından da artık beklentiler çok yüksektir. Günümüz dünyasında bütüncül bir sistem kurgusuyla hareket edilmelidir. Eğitim dediğimizde kurumsal yapının dışında çocuğun sistemini etkileyen tüm unsurları birlikte planlamak bizi hedefe ulaştıracaktır. Bir insanın, geleceğin dünyasında da başrol oynaması için onu çevreleyen unsurların organik bir yapılanma ile ortak bir paylaşım oluşturup bunu işbirlikçi olarak yaşamasını gerekli kılmaktadır. Bu yönüyle anne-baba ve çocuk denklemini kurarken okul merkezli yapılanmayı önemli görmekteyiz. Ebeveyni yanımıza almadan başarılı olabileceğimizi düşünmüyoruz. Biz çocuğu yetiştirmeye uygun programımızı, ebeveynin de dahil edildiği tümleşik  yetiştirme programlarıyla desteklemekteyiz. Hemfikir olacağımız ortak dil ve rehberlik anlayışı, çocuğu daha çok kuşatacak, onun başarılı olmasını sağlayacak, ne istediğini bilen öğrenciler yetiştirmeyi daha da kolaylaştıracaktır. Bunun sonucunda ilgili, sorgulayıcı ve takip edici bir veli profili de çizilmiş olacaktır.
Eğitim dünyasında faaliyet gösteren her kurum, kendine özgü yapılar, iddialı adımlar ortaya koymaktadır. Bu yönüyle farklılıklar olabilir. Biz kendimize has sürecimizi özenle yönetiyor, sistemimizi başarıyla uyguluyoruz. Eğitim anlayışımızın da en büyük farkımız olduğunu paylaşmak istiyoruz. Biz her öğrencimizin eğitim-öğretim programı süresince okulumuza mutlulukla, coşkuyla ve istekle gelmesini sağlayacak yapılanma ve uygulamaları hayata geçirdiğimize inanıyoruz. Bu farkı öğrencilerimize de hissettirdiğimiz kanaatindeyiz. Öğrencilerimizin mutlu, istekli ve talepkâr öğrenciler olmasına çabalıyoruz. Mutlu, istekli ve talep eden öğrenciler yetiştirmek bizim en büyük farkımız olacaktır. Bütün felsefemiz bu anlayış üzerine kurulmuştur. Fiziksel yapımızı standartların üstünde tutmayı bir gereklilik olarak görmekteyiz ama anlayış ve uygulamalarımız hepsinden çok daha önemlidir, Çünkü fiziksel mekânlardan ziyade anlayışlar, uygulamalar insan unsurunu kalıcı ve değerli kılmaktadır. Fiziksel boyutlar değişebilir, farklılaşabilir, yenilenebilir ama anlayış ve uygulamalarımızdaki asıl ruh asla değişmeyecektir.
Yıllar içinde şunu gördük ki eğitim sistemi önceden belirlenmiş şablonlarla etkin öğretmen odaklı yapılanmaları da merkezine alarak çocuğu eğitmeye çalışıyor. Ama bu yöntem artık geçmişte kaldı, günümüz anlayışında şablonlara, öğretmeni odağa almaya gerek yok. Yapılacak şey öğrencinin merak ve öğrenme kanallarını sürekli açık ve aktif tutmak. Bu haliyle eğitim sistemi de bu anlayış çerçevesinde yeniden yapılanarak güçlü inovasyonlar oluşturmalıdır.
Kıraç Eğitim Kurumları olarak geleceği inşa etmenin öğrenci başarısından geçtiğine inanarak azimle  bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Kuma yazı yazmak zamanla kaybolup gitmek gibidir. Mermere yazı yazmak tüm aşındırmalara rağmen yüzlerce yıl ayakta kalabilmektir. Eğitim, kalıcı olmayı gerektiriyor. İnşallah bütün çabalarımız mermere kazınmış gibi kalıcı olur. Ülkemiz Ulu Önder Atatürk’ün hedeflediği seviyelere eğitimin gücünü kullanarak ulaşacaktır.
Onur Okulları Yönetim Kurulu Başkanı 
Murat KIRAÇ